Yazar: Ar. Gör. Merve Selin Şohoğlu
Bültenimizin bu sayısında Kocaeli Baro Başkanı Av. Bahar Gültekin Candemir’le röportaj yaptık. 1995 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olan Candemir, aynı yıl Kocaeli Barosunda staja başladı. 1996 yılından itibaren avukatlık mesleğini yapan Candemir, Kocaeli Barosu yönetim kurulu ve disiplin kurulu üyelikleri yaptı. Halen Türkiye Barolar Birliği Delegesi olan Candemir, aynı zamanda 2015 yılından beri Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Kurulunda TBB Temsilcisi Kurul Üyesi olarak görev yapmaktadır. Türkiye Barolar Birliği ve Kocaeli Barosunda staj eğitmeni, Çocuk ve Kadın Hakları Komisyonu, Yayın Komisyonu, Staj Eğitim Komisyonu Koordinatörlüğü görevlerinde de bulunmuştur.
1- Kendi öğrencilik döneminiz ile kıyasladığınızda sizce hukuk eğitiminde neler değişti?
1991 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazanarak hukuk eğitimine başladım. İlk dersimizde çok kıymetli Anayasa Hukuku hocamız Prof. Dr. Tuncer Karamustafaoğlu bizlere hitaben “Buradan mezun olduğunuzda bambaşka insanlar olacaksınız.” demişti. Hakikaten mezun olduğumda donanım anlamında fakülteye adım attığım ilk andan çok daha farklı bir insan haline gelmiştim. Dünya görüşümün ilk oluştuğu yerdir fakülte sıraları. İyi bir hukuk eğitimi almanın ötesinde birey olarak kişisel gelişimimde de kıymetli hocalarımın katkıları yadsınamaz. Kendi öğrencilik dönemimdeki hukuk eğitimi ile mevcut hukuk eğitimi arasında doğrudan olmasa dahi pratik hayat bakımından dolaylı bir mukayese yaptığımda son yıllarda her mahalleye hukuk fakültesi açma politikasının kaçınılmaz bir sonucu olarak nitelikli hukukçu yetiştirilmesi bakımından büyük bir sıkıntıyla karşı karşıya olduğumuzu söylemem gerekir. Hukuk fakülteleri “mevzuatın öğretildiği yer” olmanın ötesinde “hukukun temel ilkeleri”nin içselleştirilmesine yönelik eğitim veren, eğitim gören öğrencilerin işaret ettiğim üzere kişisel gelişimlerinin de önemsendiği yerler olmalıdır. Günümüzde, hukukçu enflasyonuna rağmen hukukun bu kadar tartışılması tenakuzunun tam da hukuk eğitiminin mevcut durumunu gözler önüne serdiğini ifade etmem gerekir.
2- Günümüz Türkiye’sinde hukuk sistemi bakımından sizce sorunlu noktalar nelerdir?
Çok sayıda fakülte açılmasına rağmen yeterli akademik kadroların bulunmayışı ve dolayısı ile nitelikli hukukçu yetiştirilememesi, hukukçu enflasyonu yaratılarak mesleğin itibarsızlaştırılması bunun yanı sıra demokrasinin askıya alındığı her dönemde karşılaştığımız üzere savunmanın yetkilerinin tırpanlanması ve görev alanın daraltılması, savunma makamının görevini gerektiği gibi yapamaması nedeniyle “adil yargılanma hakkı” nın hayata geçirilememesi, yürütmenin yargıya müdahalesinin geçmiş dönemlerden çok daha ileri boyutlara ulaşmış olması, Anayasa değişikliği ile HSYK yapısının yürütmeye daha da bağlı hale getirilmiş olması, yüksek yargılama giderleri nedeniyle hak arama hürriyetinin kısıtlanması gibi pek çok sorunumuz var.
3-Hukuk eğitimi ve sistemindeki bu sorunlara ilişkin çözüm önerileriniz nelerdir?
Hukuk eğitiminin asgari niteliklerinin belirlenmesi ile eğitim için yeterli ve gerekli akademik kadroya, donanıma sahip olmayan hukuk fakültelerinin eğitim vermelerine engel olunması ve dolayısıyla nitelikli hukukçu yetiştirmek ilk amaç olmalıdır. Aynı zamanda hukuk devletinin tüm mekanizmaları ile hayata geçirilmesi suretiyle hukuk sisteminin temel sorunları bertaraf edilebilir.