İnternet Haberlerine Erişimin Engellenmesi Nedeniyle İfade ve Basın Özgürlüklerinin İhlali

MENU

İnternet Haberlerine Erişimin Engellenmesi Nedeniyle İfade ve Basın Özgürlüklerinin İhlali

Yazar: Ar. Gör. Sibel Demet Çakım

İnternet platformu, günümüzde ifade ve basın özgürlüğünün en yaygın kullanıldığı alanlardan biridir. Birleşmiş Milletler (BM) 16 Mayıs 2011 tarihli “Report of the Special Rapporteur on the Promotion and Protection of the Right to Freedom of Opinion and Expression” başlıklı raporunda1 “İnternetin kendine özgü ve dönüştürücü yapısı, bireylerin sadece ifade özgürlüğünü değil, bununla birlikte toplumun ilerlemesini sağlayacak bir dizi insan hakkının da gelişmesini destekler. İnternetin bir dizi insan hakkını destekleyen, gelişmeleri hızlandıran önemli bir araç haline geldiği göz önüne alındığında internete global erişimi sağlamak bütün devletler için bir öncelik olmalıdır.” ifadelerine yer vermiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (İHAM) Handyside v. Birleşik Krallık kararında belirtmiş olduğu üzere “İfade özgürlüğü, toplumun ilerlemesi ve her insanın gelişmesi için esaslı koşullardan biri olan demokratik toplumun ana temellerinden birini oluşturur. İfade özgürlüğü, 10. maddenin sınırları içinde, sadece lehte olduğu kabul edilen veya zararsız veya ilgilenmeye değmez görülen ‘haber’ ve ‘düşünceler’ için değil, ayrıca devletin veya nüfusun bir bölümünün aleyhinde olan, onlara çarpıcı gelen, onları rahatsız eden haber ve düşünceler için de uygulanır. Bunlar, çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin gerekleridir; bunlar olmaksızın demokratik toplum olmaz.”2 Dolayısıyla internet ortamında yer alan içeriklere erişimin engellenmesi ancak demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun ve orantılı bir biçimde olmalıdır.

Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulu 7.01.2022 tarihinde Resmî Gazete’de yayımladığı Keskin Kalem Yayıncılık ve Ticaret A.Ş. ve diğerleri başvurusunda (Başvuru No: 2018/14884)3 internet haber sitelerinde yer alan haberlere yönelik verilen erişim engelleme kararlarının ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü ve etkili başvuru hakkını ihlal ettiği iddiasını inceleyerek bir pilot karar vermiştir. İnternet ortamında yer alan içeriklerin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi ile ilgili düzenlemeler mevzuatımızda, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun4 (5651 sayılı Kanun)’da yer almaktadır. AYM, 5651 sayılı Kanun’un 9. maddesi uyarınca, internet içeriklerinde yer alan ifadeler nedeniyle şeref ve itibar haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişilerin talebi üzerine, sulh ceza hâkimlikleri tarafından toplam 129 URL adresine erişim engellenme kararına ilişkin 8 başvurucunun yapmış olduğu 9 bireysel başvuru dosyasını birleştirmiştir.

İnternette yer alan içeriğe erişimin engellenmesi prosedüründe, kişilik haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle kişiler, sulh ceza hâkimliklerine başvurarak ilgili içeriğe erişimin engellenmesini talep edebilmektedirler. Kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişilerin erişimin engellenmesi yönündeki bu talepleri 24 saat içinde sulh ceza hâkimliğince duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden karara bağlanmaktadır. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun'un (5271 sayılı Kanun) 268. maddesinde, sulh ceza hâkimliği kararlarına yapılan itirazların incelenmesinin yine sulh ceza hâkimlikleri tarafından fakat kararı veren hâkimlikten başka bir hâkimlik tarafından yapılacağı düzenlenmiştir. Erişimin engellenmesi kararlarına karşı gidilen itiraz başvurusunun reddedilmesi halinde ise karar kesinleşmektedir.

5271 sayılı Kanun'un 271. maddesinde her ne kadar itiraz hakkında duruşma yapılmaksızın karar verileceği düzenlenmiş olsa da aynı kanunun 270. maddesi itiraz mercine inceleme ve araştırma yapma veya yaptırma yetkisi tanımaktadır. Bununla birlikte itiraz mercinin itiraz talebini sonuçlandırması için belirlenmiş bir süre de bulunmamaktadır. Ancak uygulamada itiraz kararlarını inceleyen sulh ceza hâkimlikleri, itirazı yapan tarafın iddialarını ve sunduğu delilleri incelemeyip, esasa ilişkin herhangi bir değerlendirme yapmaksızın itirazları reddetmektedir. Dolayısıyla çelişmeli bir yargılama yapılamadan kararlar kesinleşerek ilgili içerik süresiz olarak erişime engellenmektedir.

AYM, 5651 sayılı Kanun’un 9’uncu maddesi ile ilgili ilk olarak, Medya Gündem Dijital Yayıncılık Ticaret A.Ş. başvurusu (Başvuru No: 2013/2623)5 ile Anayasa’nın 26. ve 28. maddelerinde koruma altına alınan ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine karar vermiştir. AYM vermiş olduğu daha sonraki kararlarında, içeriğin yayından çıkarılması ve yayına erişimin engellenmesine yönelik usulü ayrıntılı bir biçimde ele almıştır. Bu usulün internet ortamında işlenen suçlarla mücadelenin daha etkin şekilde yapılabilmesi, özel hayatın ve kişilik haklarının hızlı ve etkili bir şekilde korunması ihtiyacı nedeniyle öngördüğü özel ve hızlı sonuç alınabilecek koruma tedbiri niteliğinde olduğunu belirtmiştir.6 Ayrıca bu koruma tedbirinin ancak internet yayınının kişilik haklarını apaçık bir şekilde ihlal ettiğinin daha ilk bakışta (prima facia) anlaşıldığı durumlarla sınırlı olarak başvurulması gereken istisnai bir yol olduğuna değinerek içtihadını geliştirmiştir.7 Ancak hem erişimin engellenmesi kararını veren hem de itiraz talebini inceleyen sulh ceza hâkimliklerince verilen kararlarda AYM içtihadıyla ortaya konulan ilkelere uyulmamaya devam edilmiştir.

AYM, ilgili pilot kararında 5651 sayılı Kanun’da yer alan içeriğin yayından çıkarılması ve yayına erişimin engellenmesi kararlarına ve bu kararlara yapılan itirazlara yönelik usulü incelemiştir. Daha önce aynı konuya ilişkin vermiş olduğu kararlara değinerek erişim engellenmesi usulü kapsamındaki içtihadını yenilemiştir. AYM, sulh ceza hâkimliklerince verilen erişim engelleme ve itiraza ilişkin kararlarda çatışan menfaatleri dengelemeye yönelik bir çaba içinde olunmadığını ifade etmiştir. Ayrıca yapılan itirazlardaki iddiaların değerlendirilmediğini ve erişimin engellenmesinin süresiz olmasının keyfi ve orantısız müdahalelere yol açabileceğini belirterek başvurucuların Anayasa’nın 26. ve 28. maddelerinde güvence altına alınan ifade ve basın özgürlükleri ile Anayasa'nın 40. maddesinde güvence altına alınan etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü8 madde 75’te pilot karar usulünde yer alan düzenleme uyarınca, karara konu yapısal soruna ilişkin benzer başvuruların incelenmesinin ertelenmesine karar vermiştir. Buna göre; pilot kararında belirttiği yapısal sorunun ortadan kaldırılması ve benzer başvuruların çözüme kavuşturulması için, aynı konuda yapılmış olan ve karardan sonra yapılacak başvuruların incelenmesini kararın Resmî Gazete’de yayımlandığı tarihten itibaren 1 yıl süreyle ertelemiştir. Ayrıca 5651 sayılı Kanun dolayısıyla ortaya çıkan yapısal sorunun çözümü için durumun Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirilmesine karar vermiştir.

AYM’nin 5651 sayılı Kanun’un basın ve ifade özgürlüğüne doğrudan engel oluşturduğunu tespit ederek bir pilot karar vermesi erişim engellemelerine ilişkin önemli bir gelişme olmuştur. Ancak ihlal sebebi olan 5651 sayılı Kanun’un ilgili maddelerinin değiştirilmesi hususunda yalnızca Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirim yapılmış olup ilgili kanun değişikliğinin yapılıp yapılmayacağı kesin değildir. Ayrıca pilot kararda, sadece 9 bireysel başvuru dosyasına yer verilmiş olup zaman bakımından daha önce yapılmış olan başvurular da dahil olmak üzere birçok habere ilişkin erişim engellemeleri en az 1 yıl süreyle daha devam edecektir. Bununla birlikte kararın Resmî Gazete’de yayımlandığı 07.01.2022 tarihinden sonra yapılan erişim engelleme başvurularına yönelik sulh ceza hâkimliklerince AYM içtihadı ve ilgili pilot karar göz ardı edilerek erişim engelleme kararları verilmeye devam etmektedir.

2 AİHM, Handyside v. Birleşik Krallık, B. No: 5493/72, 07/12/1976.